Son Yazılar

18 Ocak 2018 Perşembe

Anne ve babalara özel karne tüyoları
- İNTERNET GÜNLÜĞÜ yazdı. 0

Sömestri tatili yaklaştıkça ayrıca çocuklar, ayrıca de ebeveynlerin heyecanı da artan bir şekilde artıyor. Fiilen bu heyecanda azıcık tatil sevinci biraz da karne merakı birleşiyor... Ama karneyi görünce duygularınız ne olursa olsun her durumda çocuğunuza doğru yaklaşmanız, eğitim hayatının devamı için son derece kayda değer.

KARNEYE NE KADAR TEDBIR YÜKLENMELİ?

Karne için geriye sayım başladı. Çocuğunuzun başarısını merak ettiğiniz karne tatiline günler kala, tekrar aynı soru gündeminize geldi: Karne en içten nasıl değerlendirilmeli? Sadece karne notlarına bakarak ‘başarılı ya da başarısız’ olarak değerlendirmenin fazla içten bir yaklaşım olmadığını söyleyen Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Özlem Önal Sönmez, anne babalara çocuklarına nasıl yaklaşmaları gerektiği konusunda şu önerilerde bulundu.

ÇOCUĞUNUZA YANINDA OLDUĞUNU HİSSETTİRİN

Ilk Kez karneyi çocuğunuzla birlikte değerlendirin. İyi bir karne almışsa bunun anlamı ve değerini kavramasına yönelik kendisiyle konuşun. Fena bir karne almışsa da nerede kusur yaptığını, bu hataları düzeltme konusunda yalnız olmadığını ve ailesinin hep yanına olduğunu hissettirin.

ÇOCUĞUN BAŞARI VE BAŞARIZSIZLIĞINDA AİLENİN DE PAYI VAR

Çocuğun öğretmenleri veya okuluyla çok pozitif ilgilenemeyen ve durumunu karnesinden öğrenen ebeveynlerin şok yaşayabildiklerini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Arzu Önal Sönmez, karnenin bir sürecin son basamağı olduğunu ve sonuçlardan ailenin de kendini sorgulaması gerektiğine muhabere ediyor.

Karne ile gelen sonucun ne kadarının çocuğu yansıttığı, ne kadarının aile içi ilişkilerle ilgili olduğunu saptamak tartma taşıyor. bu nedenle galibiyet veya başarısızlığında mutlaka ailenin de payı olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Üzerinize düşen sorumluluklar konusunda baştan düşünmeye çalışın.

ÖFKENİZİ YOKLAMA EDİP ÇOCUĞUNUZU DİNLEMENİZ GEREK

Başarısızlık durumunda ebeveynlerin en sık yaptığı kusur, öfkeyi denetleme edememe ve çocuğu dinlemeyi inkar oluyor. Sahiden başarısız olması için sayısız niçin sunabilen çocuk, bu sonuçtan ebeveynini bile suçlayabiliyor. bu nedenle konu ne olursa olsun önce mutlaka çocuğu dinleyin. Yılın kısa bir özetini size anlatmasını isteyin. Hangi deneyimleri kazandığını, mutlu olduğu, hüsran yaşadığı, eğlendiği, üzüldüğü şeyleri hatırlamasını sağlayın.

Farkındalık kazanmasına tezgâhtar olun ve sonucun yok sürecin önemini anlamasına yardım olun. Durum değerlendirmesi yaptıktan sonradan mevcut hatalar ve sorunları birlikte belirleyip, çözüm önerileri getirip sene içinde yapabileceklerini birlikte planlayın.

ÇOCUĞUNUZUN YAŞINA KADAR YAKLAŞMANIZ MANÂLI

Küçük yaşlarda alınan ilk karneler daha fazla oyun ve motivasyon amaçlı iken, ortaokul ve lise gibi bir sonraki basamakta daha değerli ayla geliyor. Çünkü ileriki sınıflarda notlara bahşedilen tartma ailenin ve okulun tutumuna kadar artıyor. Dolayısıyla ebeveynlerin karneleri değerlendirirken sergilediği davranış ve davranışlarda çocuklarının yaşını dikkate almaları gerekiyor.

Minik çocuklarda şefkatli ve destekleyici, yol gösterici bir tavır gösterilmek siklet taşıyor. Ancak, daha büyük çocuklarda ve gençlerde çözüm önerisini onlara vazgeçmek daha dürüst bulunuyor.

ABARTILI SÖYLEMLERDEN KAÇININ

Başarılı çocuk tüm bir yıl her tarafında emeğinin karşılığını alabilecek olmanın heyecanı içerisindedir. Sadece karnesindeki takdir tatmin edici olmayabiliyor, ebeveynlerinden de hak ettiği takdiri bakmak istiyor. bu nedenle ona başarı öyküsünü özetlemenin ve yaşadığı hayal kırıklıklarını nasıl aştığını hatırlatmanın önemine dikkat çekici eden Yrd. Doç. Dr. Arzu Önal Sönmez, şöyle konuşuyor: “ ‘Zaten bu senin görevin’ gibi sert cümleler yerine, ‘bir öğrenci olarak üstüne düşen görevleri çok hoş bir şekilde yerine getirdin, tebrik ediyorum, bu bizi de çok mutlu ediyor’ seslenmek daha pozitif bir yaklaşım olabilir. ‘Zaten sen dünyanın en akıllı, en zeki, en başarılı çocuğusun, başka türlü bir karne beklenemezdi’ gibi realiteden uzakta, abartılı ve beklenti düzeyi çok yüksek söylemlerden de kaçının.

FIZIKI ÖDÜLLER YERİNE MANEVİ ÖDÜLLERE YÖNELİN

Peki başarılı olduklarında hiç ödüllendirmeyecek miyiz?

Yrd. Doç. Dr. Açlık Önal Sönmez, soruyu şöyle yanıtlıyor: “Onunla kibir duyduğunuzu mutlaka belirtin. Somut ödüllerden fazla birlikte zaman paylaşmak, tatil yapmak gibi manevi ödüllere yönelmeye çalışın. Fakat uzun süredir hevesle beklediği hediyeler de yaşına uygun olmak suretiyle verilebilir. Bu sayede, beklemeyi, başarmanın verdiği keyifle hak etmeyi öğrenir ve kazandığı ödülün kıymetini daha iyi anlar. Büyük ve aşırıya kaçan ödüller beklentilerini her seferinde daha da arttırarak memnuniyetsiz olmasına neden olabilir. Bu durumda ders aylaklık etmek için büyük ödülden caymak seçenek haline getirebilir.”

« ÖNCEKİ YAZILAR
SONRAKİ YAZILAR »

Hiç yorum yok

Yorum Gönder